top of page

GERÇEK BİZ ASLINDA KİM?

Güncelleme tarihi: 17 Haz 2020


Selamlar herkese,

Şimdiye kadar deneyimlediğim tüm eğitimlerde ve upsii ve hatta yaşadığım tüm deneyimlerde ve tanık olduğum süreçlerde, yine kendi algı ve bakış açıma göre gözlemlediğim bir şey var; deneyimlediğim ve gözlemlediğim insanlarda 3 farklı ‘Ben’ algısı var:

İçerde gerçekten olunan kişi, dış dünyaya gösterilen kişi ve ideal olmak istediğimiz kişi.

Eğer ideal olmak istediğin kişiye uzak düşersen, gerçekte olmak istediğin gerçek benlik düzeyine de uzak kaldığını zannettiğin için, o aradaki uzaklığı doldurmak amacıyla, araçlar aramaya başlıyorsun ve aşka ve hatta eğer o boşluk çok yoğunsa ‘yıldırım aşkına’ düşüyorsun. Sonra maşuğunu yüceltiyorsun, idealize ediyorsun ki ben bizzat yaptım bunu. O zaman gözüne aba kumaşlarla perdeler iniyor ve bilme tanıma yetilerini kaybediyorsun. Benlik idealini, öz idealini, özünü geliştirmeye-beslemeye o kadar çok ihtiyacın var ki, kendini değersiz kılıp; başkalarını o kadar yüceltiyorsun ki; o yüzden sürekli onu arama, onunla birlikte olma, onunla konuşma ihtiyacı hissediyorsun.

Aslında KENDİMİ TANIMAYA, KENDİMLE TANIŞMAYA VE YÜZLEŞMEYE, O KÜÇÜK ÇOCUKLA YENİDEN HEM HAL OLMAYA o kadar ihtiyacım var ki; ben de ne eksikse maşuk olarak tanımladığım kişiyi o kadar idealize ediyorum. Ha bu arada tecrübe ile sabittir ki; idealize etme ne kadar büyükse, çakılma da o kadar şiddetli oluyor ve bu çakılma hissine bağlı ; karşımızdakinden nefret etme duygusu, hırs, intikam duygusu da o kadar şiddetli oluyor.

Haa bu arada belirtmek isterim ki; libidomuzun ki bu yaşam enerjisidir aslında; yaşam enerjimizin büyük kısmını maşuğa aktarıyoruz. Karşı tarafı toksikçe İSTİLA etmeye çalışıyoruz. Kafamızı her yönü ile maşuk simgesi ile meşgul ediyoruz. Sonra onun hayatını işgal etme, sahiplenme, mülkiyet hakkına sahip olma gibi fütursuz hareketler yapıyoruz.

Bir saniye; kendi BEN’imize, gerçekliğimize, çocukluğumuza, gösterdiğimiz değil, gerçekte olduğumuz BEN’E dönebilir miyiz lütfen. Kendinizi tanımak gerçekten çok keyifli.

Ben gösterdiğim kişi değilim, olmak istediğim ben de en azından şu anda yok. Ben tam da şu an olmak istediğim kişiyim. Kimse benden büyük değil, ben kimseden büyük değilim.

Birinin bana ait olması da benim birine ait olma fikri de şu an çok sıkıcı.

Ait olmak değil, yan yana yürüyebilmek, bazen geride kalmak, bazen ileri giderek dengede kalmak, dualiteye boyun eğmek durumunda olmamak. Zira dualite sadece bu boyutun gerçekliği.

Oysa matematiksel olarak ispat edilmiş 12 tane boyut var.

Görünenin ve gösterilenlerin ötesini görebilmemiz dileği ile.


Özlem Şen

8 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page