top of page

Bir İlişkiye Sahip Olma, Bakış Açısı

Güncelleme tarihi: 8 Tem 2020


Yıllardır hem yakın çevremden hem de gözlemlediğim pek çok ortamdan algıladığım kadarı ile; başkaları ile ilişki kurarken, iletişim kurarken; hep onlara kendimizi sevdirmeye ya da beğendirmeye çalışıyoruz. Bu amaçla hiç olmadığımız biri gibi davranıyor ya da hiç yapmayacağımız şeyleri yapıyoruz. Hatta bazen o kadar ileri gidiyoruz ki; kendi özelliklerimizi, sevdiğimiz ve yapmaktan keyif aldığımız şeyleri ve hatta huylarımızı ya rafa kaldırıyoruz ya da tamamen o özelliklerimizden, bizi biz yapan değerlerimizden vazgeçiyoruz.


Tabi biz kendimizden vazgeçtikçe, kendimizi yok saydıkça bambaşka birine dönüşüyor ve bambaşka hayatlar yaşamaya başlıyoruz. Hatta bir ilişkiye sahip olmak, kendimiz olmaktan çok daha fazla hayati, önemli ve değerli olmaya başlıyor. İç dünyamızda kendimizi bu kadar yok saydıkça ve karşımızdakini bu kadar hayati ve anlamlı kılmaya başladıkça da, doğal olarak karşı taraftan yoğun beklentiler içine giriyoruz. Karşı tarafı hunharca sahiplenmeye başlıyoruz. Dinlediğimiz şarkılara lütfen bir bakar mısınız? "Benimsin", " sana aitim", " hayatım senin" ve daha buna benzer bir sürü şarkı sözü havada uçuş uçuş. Sonrasında ne oluyor? Karşı taraftan kendimizin gösterdiği kadar güya "fedakarlık" göremediğimiz zaman daha da hırçınlaşıyor, öfkeleniyor, yargılamaya başlıyoruz ve bunu acımasızca yapıyoruz. Düşünsenize zaten kendinizi karşı taraf için yok saymışsınız, bambaşka birinin hayatını yaşamaya çalışıyorsunuz, üstüne bir de tüm bu yıkıcı, olumsuz duygu durumları. Sonrası hayal kırıklıkları, kendine acımalar, kendini suçlamalar, pişmanlıklar...


Oysa ilişkilerimizi yalnız kalma korku ya da kaygısı olmadan, beğendirme, sevdirme kaygısı olmadan yaşasak bu bize neler katardı acaba? Önce biz kendimizin değerinin, özel alanının farkına varsak ve önce biz tüm bu değerlere saygı gösterip sahip çıksak, bu nasıl olurdu?


Önce biz kendimize değer verelim ki, dünya da bunu taklit etsin. Önce biz kendimizi suistimal etmesek, değersizleştirmesek. Bir ilişkiye sahip olabilmek adına acaba kendimiz ile ilgili hangi moleküllerimizden, parçalarımızdan vazgeçiyoruz?


Kendine verdiğin değeri yükseltirsen, kendi özel alanına önce sen saygı duyarsan, ne istediğini ve ne istemediğini net bir şekilde ifade edebilirsen, kendi nezaket alanını önce sen dengeli bir şekilde kurgularsan, emin ol insanlar da seni taklit etmeye başlayacaktır.


Direndiğimiz, reddettiğimiz, yargıladığımız her şey aslında bizi dönüştürecek olan şeydir. Kendimize direnmeden, akışta kalarak, kendimizin izninde olarak ve kendimiz olarak yaşayabileceğimiz nice nice ilişkilere...


Sevgiyle...

Özlem Şen

28 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page