top of page

Duygusal Zeka Nedir?

Duygusal zeka; insanın kendi duygularının farkında olması, tanıması, anlaması ve bununla birlikte başkalarının da duygularına karşı duyarlı olması, kavrayabilmesi ve tüm bu tanışıklığı etkin bir biçimde hayatında kullanabilmesi anlamına gelir.


Duygusal zeka ağırlıklı olarak beynin yürütücü işlev becerilerinin yoğun olarak bulunduğu frontal lobta toplanır. Kabaca alnımızın arka tarafına denk gelir.


Duygusal zekaya sahip olan insanların belli başlı ortak özellikleri vardır.

Bu özelliklere gelin birlikte bakalım:


  1. Kendini açık ve net bir şekilde ifade edebilir.

  2. Kendi beden dilini özgürce sergileyebilir ve başkalarının beden diline karşı da duyarlı davranır.

  3. Empati gösterebilir. Empati ile sempatiyi birbirine karıştırmaz.

  4. Uzlaşmacı bir yapısı vardır.

  5. İlişkilerinde katkı almak ve katkı vermek odaklıdır. Bu yüzden akıcı ve sürdürülebilir ilişkiler kurabilir.

  6. Olumsuz duygularını yönetebilir ve bu olumsuz duyguları kendi avantajına dönüştürebilir.

  7. Değişime ve gelişime açıktır. " Ben böyleyim." deyip işin içinden çıkmaz.

  8. Hayata karşı gerçekçi bir iyimserlik hali içerisindedir.

  9. Kendine karşı dürüst ve kararlıdır.

  10. Dayanışmaya ve yardımlaşmaya açıktır.

Genel hatları ile duygusal zekaya sahip insanlarda gözlemlenen davranış özelliklerini bu şekilde sıralayabiliriz. Sevindirici haber şu ki; duygusal zekamızı çeşitli beyin egzersizleri ile geliştirebiliyoruz. Bunun yanı sıra çatışma ortamlarından da kaçınmadan yani hayatın içinde insanlar ile bol bol iletişimde kalarak kendimizi bu yönde besleyebiliriz. Yani farklı fikirlere sahip insanların içinde de verdiğimiz tepkiler, bulunduğumuz duygu durumları bizlerin gelişimine büyük ölçüde katkı sağlayabilir.


Peki duygusal zekaya sahip olup olmadığımı nereden anlayacağım? Bunun içinde kendimizde bakmamız gereken yönler şunlardır:


  1. Öz Yeterlilik: Potansiyelimin farkında mıyım? Becerilerim neler? Neyi yapabiliyorum, neyi yapamıyorum ya da zorlanıyorum? Olumlu sonuçlar için yeterince çaba içerisinde miyim? Yapıcı enerjimle kendime ve çevreme yeterince odaklanabiliyor muyum? Yeterliliklerimi, becerilerimi, potansiyelimi insanlar ile paylaşabiliyor muyum?

  2. Kendini Aşmak: Kendimin yeterince farkında mıyım? Özel alanımın ne olduğunu biliyor muyum? Toplumun dikte edilen, öğrenilmiş çaresizliklerine mi odaklıyım, yoksa kendi yaşamımın amacına mı odaklıyım? Kendi yaşam amacımın farkında mıyım?

  3. İyimserlik: Karşılaştığım engelleri, dirençleri, manipülasyonları ve eleştirileri kişiselleştirmeden ve kendi üzerime almadan yaşam amacıma ve hedeflerime odaklı mıyım? Olumsuz geri bildirimlere açık mıyım?

  4. Huzuru Bulma: Kendi ile barışıktır. Zaten barışık olma nedeni de kendini tanımasından kaynaklanır. Ne olduğunu ve ne olmadığını bildiği için kendine karşı dürüst bir samimiyet içerisindedir. haklı olmak ya da kendini başkalarına ispatlamak ile ilgili kaygıları yoktur. Kendine karşı saygılıdır. Kendi değerinin farkındadır. Olumlu olumsuz tüm duygu durumları ile kendini kabuldedir.

Bu durumlar biraz okuduğum kitaplardan, biraz aldığım eğitimlerden ancak sıklıkla karşılaştığım insanlardan gözlemlediğim süreçlerden yola çıkarak oluşturulmuş durumlar. İlerleyen dönemlerde yapay zeka analitik becerilerimizi kopyalayabilecek ve kopyaladı zaten. Bırakın işe alımda en çok duygusal zekaya sahip insanlar tercih ediliyor, terfide en çok duygusal zekaya sahip çalışanlar ön plana çıkıyor bakış açılarını. Bir kere ve en önemlisi duygusal zeka İNSAN olmanın temel koşulu ki zaten. Biz hala neyi tartışıyoruz ki acaba. Duygusal zekaya sahip değilsen duygusal dayanıklılığa erişemezsin. Duygusal dayanıklılığa erişemezsen yeni normalde ayakta kalamazsın. Dijital devrim üzerimizden silindir gibi geçer ve biz hala ama ama toplum 4.0 bilgi toplumu diye sayıklar dururuz :):):)

Duygusal zekanızın bol olduğu bir hayat dilerim.


Sevgiyle...

Özlem ŞEN


30 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

ALGORİTMALARA UYUMLANMAYI SEÇMİYORUM...

Bugüne dek hepimizin hayatında bir takım düzen noktaları oldu. Bizler de bu düzen noktalarına uyum sağlamamız gerektiği ile ilgili sistematik bir şekilde yönlendirildik ki yönlendirilmeye de devam edi

Kurumsal Hayatın Başarısızlıkları- FuckUp'ları

Örnek Vaka 1: A Kişisi: Günden güne şube sayımız artıyor. Süreci yapılandırmak ve kurumsallaşmak elzem bir ihtiyaç oldu artık. Bu noktada evet biz kurum olarak kurumsallaşalım, ancak çalışanlar yine

bottom of page